Ayak bileği burkulmaları tırmanışçıların talihsiz düşüşler nedeniyle sıklıkla yaşadığı sakatlıklardan biri. Çarpmanın şiddetine göre kamp alanına kadar ağrılı bir yürüyüşten sedyeyle kameralar eşliğinde hastaneye taşınmaya kadar değişen sonuçlarla kendini gösterebiliyor. Yaşamamış olanların bile bilinçdışında “Ya kötü düşüp bileğimi burkarsam ?” korkusu taşıdığına bahse girilebilir.
Ayak bileği burkulmasının bir diğer belirgin özelliği ise kronikleşmesi ve bir kez olduktan sonra sık tekrarlayabilmesi. Bu durum da gittikçe artan fonksiyon kaybının yanında kronik ağrıya ve spordan uzaklaşmaya neden oluyor.
Bu yazıda bilek burkulması sonrası ağrının arka planına ve kronikleşme sürecine yakından bakacağız.
Başlamadan Önce Biraz Ayak Bileği Anatomisi
Alt bacağımızda bulunan tibia ve fibula kemikleri ayak bileğinde yer alan talus kemiğinin üzerine oturur. Talus kemiği de topuk kemiği olarak bildiğimiz calcaneus kemiği üzerinde yer alır. Bu iki kemik ayağın küçük tarsal kemikleriyle eklemleşir.
Ayak bileğinin yukarı ve aşağı açısal hareketleri (dorsifleksiyon-plantar fleksiyon) talus ve alt bacak kemikleri arasında gerçekleşir. Rotasyonel hareketler ise talus, kalkaneus ve ayakta bulunan diğer kemikler arasında gerçekleşir.
Bu çok kemikli yapının bir arada kalmasından ayak bileğinin bağları ve kasları sorumludur. Ayağa binen yüklere karşı kaslar aktif olarak kasılıp koruyucu reaksiyon gösterirken bağlar statik direnç gösterirler. Ayağın dış kısmında bulunan bağ yapısı iç kısma göre daha zayıf olduğundan bu taraf burkulmalara karşı daha dezavantajlıdır.
Kas-iskelet sistemine ait yapıların yanında bir de ayak bileği etrafında bağlarla yakın doğrultuda ilerleyen sinir dalları bulunur.
Yaralanma Mekanizması
Burkulmalar düşük sonucu ayağı çarpma veya yürürken düzensiz yüzeye kontrolsüz basma gibi durumlarla ortaya çıkabilir. Ayak bileğine binen ani yanal yüklere sinir sistemi ve kaslar hızlı adapte olup karşılık veremediğinde eklem sınırları ötesinde zorlanır. Bu esnada gerilen taraftaki bağlar zedelenirken diğer taraftaki kemik ve eklemler aşırı baskıya uğrar.
Burkulmanın şiddetine göre bağlar zedelenebilir, yırtılabilir veya tam olarak kopabilir. Aksi yöndeki kemiklerde de baskıya bağlı kırık ve çatlaklar oluşabilir, eklem içi yaralanma gelişebilir. Her durumda ciddi miktarda ödem ve ağrı gelişir.
Kas-iskelet yapılarının yanı sıra ayak bileğinin iç ve dış kısmından geçen sinirler de burkulma sırasındaki aşırı gerilim kuvvetinden veya sonra gelişen inflamasyondan etkilenebilir
Tekrarlayan Ayak Bileği Burkulmaları – Ayak Bileğinde Kronik Ağrı
Ayak bileği burkulmalarının tekrarlaması veya kronik ağrı gelişmesi ne yazık ki sık görülen problemlerden biri. Kronikleşmenin arkasında farklı mekanizmalar olabilse de hepsinin ortak özelliği rehabilitasyon sürecinin yarım bırakılması.
Sakatlanmanın ardından herhangi bir tedavi uygulamadan ağrının hafiflemesiyle tekrar spora dönmek genelde yeniden burkulmayla sonuçlanıyor. Aynı şekilde fizyoterapi sürecindeki eksikler ve hatalar da iyileşme sürecinin yarım kalmasına ve kronikleşmeye yol açıyor.
Şimdi ayak bileği burkulmasının kronikleşmesine yol açan durumlara daha yakından bakalım:
1- Mobilite Problemleri
Ayak bileği burkulması sonrası mobilitenin geri kazanılamaması ağrının kronikleşmesine yol açabiliyor. Öncelikle akut dönemde gelişen ödemin kontrol edilememesi ve sertleşerek bölgeye yerleşmesi mobilite kaybında önemli bir etken.
Bunun yanında burkulma esnasında bir tarafın gerilirken diğer taraftaki eklemlerin ise şiddetli kompresyon kuvveti altında kaldığından bahsetmiştik. Buna bağlı olarak özellikle navicula ve cuboid gibi küçük kemiklerin eklemlelerinde travmaya bağlı mobilite kaybı gelişebiliyor. Ayağın boşa basması gibi durumlarda ise talus ve calcaneus kemikleri arasındaki eklemde travma gelişebiliyor. Ayrıca fibulanın travmaya bağlı disfonksiyonu da ayak bileği ve dizde ağrıya yol açan sebeplerden biri.
Ayak bileği çok eklemli bir yapı olduğu için burkulma sonrası tüm kemik ve eklemlerin eğitimli bir fizyoterapist tarafından manuel olarak değerlendirilmesi kronikleşmenin önüne geçecektir.
2- Kuvvet Problemi
Ayak bileğinin dinamik stabilitesinden ayak bileği etrafındaki kaslar ve diz-kalça zincirindeki kaslar sorumludur. Burkulma sonrası ağrılı dönemde hareketsizlik nedeniyle ayak bileği etrafındaki kaslarda da kuvvet kaybı görülür. Aynı zamanda var olan yetersiz kas kuvveti de burkulmanın bir sebebi olabilir.
Sakatlık sonrası spora dönüş için minimum kuvvetin geri kazanılmaması tekrar burkulmalara davetiye çıkaracaktır. Bu nedenle ağrının geçmesinin yanında eski kas kuvvetinizi geri kazanmayı beklemelisiniz.
Kuvvet egzersizleri için basit direnç lastiği egzersizlerinden başlayıp spora özgü kuvvet egzersizlerine ilerlemek tekrar burkulmaların önüne geçmek açısından önemlidir. Ek olarak sadece ayak kaslarının değil, ayağı konumlandıran kalça ve diz etrafı kasların kuvvetlendirilmesi de ihmal edilmemelidir.
3- Propriosepsiyon, Stabilite ve Denge
Propriosepsiyon eklemlerin duyusu olarak tanımlanabilir. Sinir sisteminin kasları koordine edip stabiliteyi sağlayabilmesi için eklemin pozisyonuna ve binen yüklere dair bilgiye ihtiyacı vardır. Bu bilgiler eklem, bağ, kas ve tendonlardaki reseptörlerden sağlanır. Dokulardaki travmaya ve hareketsizliğe bağlı olarak bu algılayıcı sistem bozulur.
Vücuttan sinir sistemine akan bilginin dışında sinir sisteminin de bu bilgiyi işleyip kasları saniyenin onda biri kadar kısa sürelerde sürekli koordine edebilmesi gerekir. Burkulma sonrası stabilite kaybı kasların sağlayacağı stabiliteye olan ihtiyaç artar. Sinir sisteminin bu artan ihtiyaca cevap verebilmesi için eğitilmesi gerekir.
Bir iş makinesi kullanmanız gerektiğini ancak etrafı göz ve kulaklarınızın iyi çalışmadığını hayal edin. Üstelik iş makinesi kullanmayı da çok iyi bilmiyorsunuz. Nasıl olurdu ?
Ağrı ve mobilite sorunlarının hafiflemesiyle spora dönüş genellikle ayak bileğinde şişme, ağrı veya tekrar burkulma ile sonuçlanabiliyor. Bu durumun en büyük sebebi yetersiz kuvvet ve stabilite yeteneğiyle eski hacim ve yoğunlukta spora dönmek. Bu nedenle kuvvetin geri kazanılmasıyla eş zamanlı olarak denge ve stabilite egzersizleri de yapılmalıdır. Bu egzersizler farklı sertlik, eğim ve stabiliteye sahip zeminlerde çift ayaktan tek ayak pozisyonuna doğru ilerletilmelidir.
4- Sinirler
Ayak bileğinin etrafından bölgenin duyu ve motor fonksiyonlarından sorumlu sinirler geçer. Özellikle yüzeyel fibular sinir ve saphenos sinirin dalları burkulma sonucu gerilime uğrayan doğrultuda ilerledikleri için yaralanabilirler. Bu yaralanma daha çok sinirin etrafındaki konnektif dokuda meydana gelir. Bu nedenle duyu veya motor kayıptan ziyade uyuşukluk- karıncalanma türevi ağrı ve harekete karşı hassasiyet ortaya çıkar. Aynı zamanda burkulma sonrası gelişen ve kronikleşen ödem de bu sinirleri irrite edebilir.
Kronik vakalarda bölgedeki sinirler de muayene edilerek ağrıya yol açıp açmadığı test edilmelidir.
Sonuç
Ayak bileği burkulmalarının kronikleşmesinin altında yatan sebepleri öğrendik. Bu yazıdan çıkarılabilecek aşağıdaki basit kuralları takip ederek ayak bileği burkulmasının kronikleşmesini engelleyebilirsiniz:
1- Bileğinizi burktuysanız bandaj veya atelle sabitleyin ve spora o gün devam etmeyin. Bağ hasarlarında ağrı ve ödem yavaş gelişebilir, hasarı büyütmeyin.
2- Düşme gibi büyük travmalar sonrası mutlaka ortopedi muayenesinden geçip kırık ve çatlak ihtimallerini değerlendirin.
3- Sakatlık sonrası mobilite, kuvvet ve stabilite aşamalarını içeren bir rehabilitasyon programından geçin. Aldığınız tedavi hizmeti bunu sağlamıyorsa başka alternatif arayın.
4- Kronikleşmiş durumlarda sporcu sağlığında uzman bir profesyonelden destek alın.
Not
Outdoorklinik olarak spor yaralanmalarına yönelik profesyonel fizyoterapi ve risk analizi hizmeti sağlıyoruz. Hizmetlerimiz sayfasından detaylı bilgi alabilir, bizimle iletişime geçebilirsiniz.